Kurumsal psikolojik destek ve danışmanlık bireylerin öncelikli olarak kişisel terapilerinden geçmesine olanak sağlayarak yaşam kalitesinin arttırılmasını sağlamaya yöneliktir. Sağlıklı bir iş-yaşam dengesi kurulduğunda çalışanların daha mutlu bir şekilde işe katılım sağladığı ve bunun şirket büyümesinde önemli etkisi olduğu araştırmalarla kanıtlanmıştır. Çalışanların iş hayatında veya özel hayatlarında deneyimledikleri stres kaynakları iş performansını ve motivasyonunu olumsuz etkileyebilmekte bu nedenle psikolojik desteğe ihtiyaç duyulabilmektedir.
Kişiler, psikolojik olarak manevi destek alarak ihtiyaçları karşılandığında çalışma verimleri ve dolaylı olarak iş yerinde sergiledikleri başarı artmaktadır. Aynı zamanda, kendi terapisinden geçen bireylerin duygularının daha fazla farkında olması ve duygular ile başa çıkma becerilerinin artması beklenmektedir. Duygularıyla başa çıkabilen birey, stres yönetimini de daha iyi yaparak kuvvetli bir iletişim kurabilmektedir. İletişim becerilerinin ise yüksek olması, düşüncelerin en doğru şekilde ifade edilebilmesi, şirketler içinde en büyük gereksinimlerden biridir. Dahil olunan ekip ile üretip ortak paylaşımlarda bulunmanın etkili bir iletişim ve uyum gerektirdiği bilinmektedir.
Ben kimim? Ne yapıyorum? Ne istiyorum? İhtiyacım ne? gibi kendine yabancılaşmayı engelleyen bu sorular, kişinin kendi zihnine temas etmesini ve motivasyon kaynaklarının tanınmasını sağlayan bir terapi çıktısıdır. Kişinin başkaları ile sağlıklı iletişim kurabilmesinin yanında öncelikle kendi benliğiyle sağlıklı bir ilişkisi olmalıdır. Dış gerçekliğin getirdikleriyle kişinin karşılaşması, bunlara uyum sağlaması ve içinde bir yer açabilmesi sağlanmaya çalışılır. Böylece, kurumlara sağlanan psikolojik danışmanlık desteği ile hem bireysel hem de kurumsal açıdan verimlilik kapasitesinde artış ön görülmektedir.
