Loading
X
Bizi Hemen Arayın 0534 960 27 78| info@nutrist.com.tr
Kadın Sağlığı 31 Ekim 2019
Pre Menstrual Sendrom (PMS) ve Beslenme

Premenstrual Sendrom (PMS) ya da diğer bir adıyla Adet Öncesi Sendromu organik bir hastalık yokluğunda her menstrual döngü sırasında luteal fazda düzenli bir şekilde ortaya çıkan, iş ve bireysel faaliyetler de dahil olmak üzere kadınların günlük yaşamlarını önemli derecede bozan, menstruasyon başlangıcından itibaren birkaç gün içerisinde kendiliğinden çözümlenen fiziksel, duygusal ve davranışsal belirtilerle karakterize semptomların varlığı olarak nitelendirilmektedir. PMS’in fonksiyonel bozulma ve kronik depresyon gibi duygu durum bozuklukları içeren daha ağır formu ise Premenstrual Disforik Bozukluk (PMDB) adıyla literatürde geçmektedir. Bu iki sendrom için risk faktörleri arasında en önemlisi yumurtlama döngüsüdür. Postpartum depresyon yada aile öyküsünde PMS de dahil olmak üzere depresif bozukluk olan bireyler daha yüksek risk altındadır. Obezite, egzersiz yokluğu, beslenme ile ilintili faktörler ve sigara kullanımı da diğer risk faktörleri arasında yer almaktadır.

 

PMS  için dört alt grup tanımlanmıştır:

 

*PMT: Adet Öncesi Gerginlik

 

PMT-a (kaygı): sinirsel gerginlik, ruh hali değişiklikleri, sinirlilik, anksiyete ve uykusuzluk ile karakterizedir.

 

PMT-c (özlem): basit karbonhidrat ve tatlılar için artan istek, artmış iştah, aralıklı aritmi atakları, baş dönmesi, bayılma ve yorgunluk ile kendini gösterir.

 

PMT-h (hipertansiyon): vücut ağırlığı artışı (1.4 kg’ın üzerinde), ekstremitelerin şişmesi, meme hassasiyeti ve abdominal şişkinlik ile karakterizedir.

 

PMT-d (depresyon): depresyon, unutkanlık, ağlama ve konfüzyon atakları ile karakterizedir.

 

PMT-a, PMT-c ve PMT-h’nin kısmen östrojenin baskılanması ile ilişkili olduğu düşünülmekle birlikte PMT-d’nin kan progesteron düzeyindeki dalgalanmalardan kaynaklandığı tahmin edilmektedir.

 

Premenstrual Sendrom etiyolojisi net olarak tanımlanamadığı için tedavinin asıl amacı belirtilerin hafifletilmesidir. Tedavi, hastanın belirti ve profiline göre bireyselleştirilmelidir; bu da davranış değişikliği, farmakolojik ve tıbbı beslenme tedavisini içeren çok yönlü bir tedavidir.

 

Tıbbı Beslenme Tedavisi

 

Mentrual döngü boyunca vücutta meydana gelen hormonal değişimler yeme davranışı ve iştah üzerinde etkili olabilmektedir. Premenstrual dönemde sıklıkla çikolata gibi karbonhidrattan zengin besinlere karşı isteğin ve sertoninin arttığı görülmektedir. Çikolata tüketme isteğindeki artışın premenstrual dönemdeki fizyolojik değişiklikler nedeniyle çikolata içerisine bulunan magnezyum ve serotonine duyulan ihtiyaç ve bireylerde haz hissinin oluşmasını sağlaması ile ilişkili olabileceği belirtilmektedir. Yapılan çalışmalarda pms ile birlikte depresyon belirtileri gösteren kadınlarda sıklıkla karbonhidrattan zengin besin tükettikleri ayrı yağlı besinleri de sağladıkları lezzet nedeniyle tercih ettikleri bildirilmiştir.

 

PMS için genel tedavide başlıca öneriler fiziksel aktivitenin arttırılması ve bazı vitamin ve  mineral kombinasyonlarının supleman olarak kullanımını içeren yaşam tarzı değişikliklerinin sağlanmasıdır. Premenstrual dönemde hormon değişiklikleri nedeniyle vücutta ödem oluşumu görülmektedir. Bu nedenle bu dönemde tuz tüketiminin sınırlandırılması ve özellikle sodyum alımının kısıtlanması gerektiği bildirilmiştir. Yüksek potasyum alımının da abdominal şişkinlik ve ekstremitelerde şişkinlik ile ilişkisinin olabileceği bildirildiğinden dolayı dikkat edilmedi gereken bir mineraldir. Beslenmede yapılan olumlu değişikliğin semptom şiddeti üzerinde belirgin bir etkiye sahip olabileceği, kadınlarda özellikle tuz, şeker, kafein ve alkol alımının azaltılması veya hiç kullanılmaması önerilmektedir. Ayrıca meyve, sebze, kurubaklagiller, tam tahıllar ve su tüketiminin arttırılması; bununla birlikte diyette karbonhidrat içeren besinlerin az az , sık sık olacak şekilde tüketilmesi gerginlik ve depresyon şikayetlerini azaltmada etkili olabilmektedir. Besin takviyelerinin PMS semptomları üzerinde olumlu etkileri olduğu bildirilmiştir. Özellikle de kalsiyum ve magnezyum minerallerinin kas gevşetici, vazodilatör etkileri; B6 vitamini ve pridoksin takviyesinin ise duygu durumuna etkileri nedeniyle faydalı olduğu gösterilmiştir.

 

Beslenme Danışmanlığı Online Randevu Almak İçin Tıklayınız.

Nutrist - Diyetisyen İstanbul Şişli Fulya Beşiktaş Mecidiyeköy
Nutrist - Diyetisyen İstanbul Şişli Fulya Beşiktaş Mecidiyeköy Whatsapp
0534 960 27 78
Bize Hemen Ulaşın
1